
GideonTouryInSearch of a Theory of Translation adlı kitabında çeviri eylemini başlangıcından bitişine dek yönlendiren normların varlığından söz eder Toury(1980, ss. 51-62). Çeviri normları iki başlık altında incelenir: “Süreç-öncesi çeviri normları” ve “Çeviri süreci normları”. Süreç-öncesi çeviri normları, çevirmenin çeviriye başlamadan önce aldığı kararları kapsar. Çevrilecek metnin seçimi ve hangi dilden çeviri yapılacağı konusunda alınan kararlar süreç-öncesi çeviri normları kapsamında incelenir. Çeviri süreci normları ise dil malzemesinin metin içinde nasıl dağıtılacağı -matriks normlar- ve çeviride dilin nasıl kullanılacağı -metin-içi normlar- konusunda alınan kararları kapsar. Bu iki grup çeviri normuna ek olarak bir de öncül normdan söz eder Toury. Çevirmenin çeviriye ilişkin önsel olarak benimsediği tavırdan yola çıkarak saptanan öncül norm, çevirinin kaynak dizge normları ya da erek dizge normları doğrultusunda yapılmasında belirleyicidir. Buna göre çevirmen öncül normu doğrultusunda ya kaynak dizge normlarına öncelik vererek “yeterli” bir çeviri üretecek ya da erek dizge normlarına öncelik vererek “kabul edilebilir” bir çeviri üretecektir. Çeviri normlarının, çeviri eyleminin her aşamasında çevirmenin aldığı kararları yansıttığı söylenebilir. Ancak bu normların ayırdına varan bir çeviri öğrencisi ne kazanacaktır? Başka bir deyişle bu normların çeviri eğitimindeki etkileri neler olacaktır? Her şeyden önce çeviri normları, çeviri gerçekleriyle birebir örtüştüğü için çok önemlidir. Çevirmenin çeviriye başlamadan önce ve çeviri süreci boyunca sürekli kararlar aldığının ayırdına varmış olmak, öğrenciyi çeviri gerçeklerine yaklaştıracak ve çeviriye başlamadan önce ve çeviri süreci sırasında kendi aldığı kararları anlamlandırabilmesini sağlayacaktır. Böylece öğrenciler, çeviri eyleminin bilinçsizce sadece dil kullanma yeteneğine dayanarak yapılan bir eylem olmadığını; tam tersine bilinçli kararların alındığı, yetenekten öte uygulamalı eğitimle gelişen bilimsel bir eylem olduğunun ayırdına varacaklardır.