Hans J. Vermeer’in uygulamalı alan üzerine kurduğu skopos kuramı çerçevesinde çeviri eğitimini çağdaş bir bakış açısı ile yönlendirmek mümkündür Vermeer (1989). Vermeer’inskopos kuramı çeviriyi bir eylem olarak tanımlar. Her eylemin bir amacı olduğuna göre çevirinin de bir amacı vardır. Bu amaç kimi zaman “işveren”, kimi zaman da “çevirmen” tarafından belirlenir. Çevirmen, bu kuramda “uzman” konumuna getirilmiştir. “Uzman” çevirmenin neyi, neden ve nasıl yaptığını, yani çeviri süreci boyunca aldığı kararları açıklabilecek düzeyde olması gerekir. Skopos kuramının çeviri yöntemi belirlenmesinde öğrencileri yönlendirici olduğunu Işın Bengi ve Ülker İnce şöyle açıklarlar: “Skopos, yani çevirinin amacı, bir metni çevirmenin en iyi yönteminin belirlenmesini, hiç değilse makrostrateji düzeyinde kolaylaştırır. Zaten Vermeer’e göre kaynak metnin 55 yorumlanması ve erek metnin oluşturulmasında belirleyici etmen çevirinin amacından başka bir şey değildir. Uzman çevirmen de makrostratejisini oluşturan kişidir bu anlamda. Bu nedenle Vermeer kuramında çeviri sürecinde amacın ve yöntemde de makrostratejinin önemini vurgular.” Bengi-İnce (1995, ss. 129-30) Bir metni çevirmenin en iyi yönteminin belirlenmesi konusunda açıklamalar getiren skopos kuramı, çeviri eğitiminde yöntem çalışmaları yapan kuramcıların ve eğitmenlerin sorgulaması gereken çeviri kuramlarının başında gelir. Çevirmenin çeviri süreci boyunca aldığı kararların temelinde çeviri eyleminin amacının yattığını bilmesi ve kararlarını çeviri amacıyla bağdaşacak şekilde açıklayabilmesi ona “uzman” konumunu kazandıracaktır. Bir “işveren” çevirmene, bir metnin çevirisini belli bir amaca hizmet etmek üzere yapması “iş”ini verdiğinde çevirmenin bir “uzman” olarak hareket edip erek metnin “işveren”in belirlediği amaca uygun çevrilip çevrilemeyeceğine karar vermesi gerekir. Çevirmenin “uzman”lığı kaynak ve erek dilleri çok iyi bilmesi ile sınırlı değildir; Vermeer’e göre çevirmen, “iki-kültürlü bir uzman”dırVermeer (1995, s. 97). Skopos kuramının çeviri gerçeklerinden kopuk olmadığı kullandığı terimlerle açıkça ifade edilir. “İşveren”, “iş” ve “uzman” gibi terimler profesyonel çeviri dünyasında yüzyıllardır var olan ilişkileri adlandırır. Öğrencilerin, eğitimleri sırasında ya da eğitimlerini tamamlayınca profesyonel çeviri dünyasında çeviri yapacakları düşünüldüğünde skopos kuramının ne derece aydınlatıcı ve gerçekçi olduğu ortaya çıkar. Bu kuram, çeviri eğitiminde yöntem çalışmaları yapan eğitimcilere ve kuramcılara “amaç” doğrultusunda yönlendirilen çeviri süreci bağlamında yeni ufuklar açmaktadır.